Haberler / Blog
Dünya Nükleer Endüstrisi Durum Raporu (WNISR) dünyanın kurulu güneş enerjisi kapasitesinin nükleer enerjiyi neredeyse beş kat aştığını ortaya koyuyor. Güneş enerjisinin hızlı yükselişi, enerji sektöründe önemli değişimlere yol açıyor. Son verilere göre, güneş enerjisi sistemleri, nükleer enerjiye kıyasla 5 kat daha verimli hale geldi. Uzmanlar, güneş enerjisi maliyetlerinin düşmesi ve verimlilikteki artışın bu farkı yarattığını belirtiyor.
Raporda güneş enerjisi ile nükleer enerji arasındaki büyüme farkının net bir tablosu ortaya konuyor. Rapora göre, Haziran 2024’ün sonunda, dünya çapında 408 operasyonel nükleer reaktör 367 GW güç üretiyordu. Buna karşılık, güneş enerjisi kapasitesinin aynı zamana kadar yaklaşık 2 TW’a ulaştığı tahmin ediliyor.
Geçmişte yüksek maliyetler ve depolama sorunları nedeniyle yaygınlaşmakta zorlanan güneş enerjisi, teknolojideki gelişmeler sayesinde büyük bir sıçrama yaptı. Şu an, hem maliyet açısından daha avantajlı hem de çevresel etkiler açısından çok daha sürdürülebilir bir seçenek olarak öne çıkıyor. Nükleer enerji ise uzun süredir güvenilir bir kaynak olarak görülse de, inşaat süresi ve maliyetlerin yüksekliği bu enerji kaynağını ikinci plana itmeye başladı.
Rapora göre, önemli bir nükleer güç olan ABD’de inşa halinde reaktör bulunmazken, ABD’de inşaat lisansı için tek başvuru, henüz lisansı alınmamış küçük ölçekli bir proje olan Bill Gates’in Natrium reaktörü için. Geçtiğimiz yıl sadece beş yeni nükleer reaktör devreye alınırken, aynı sayıda reaktör kapatıldı. Araştırmacılar raporda belirttiği üzere, 2023’te 5 yeni nükleer reaktör (5 GW) devreye alındı ve 5’i kapatıldı (6 GW), böylece kapasitede net 1 GW düşüş oldu. Araştırmacılar ayrıca 2004-2023 arasında dünya çapında 102 girişim ve 104 kapanış olduğunu vurguladılar.
Güneş enerjisinin yaygınlaşmasının arkasındaki bir diğer önemli faktör ise hükümetlerin ve özel sektörün bu alana yaptığı yatırımlar. Özellikle enerji depolama teknolojilerindeki ilerlemeler, güneş enerjisinin daha istikrarlı bir şekilde kullanılabilmesini sağlıyor. Rapor ayrıca, küçük modüler reaktörlerin (SMR’ler) geleceğine de bakarken, Batı’da SMR’lerin hiçbir tasarım sertifikası veya inşaatı yapılmadığını ve birçok SMR projesinin gecikmelerle veya iptallerle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.
Araştırma yazarları, “Yaygın algının aksine, nükleer güç, elektrik üretim teknolojileri için uluslararası pazarda alakasız kalmaya devam ediyor. Güneş enerjisi artı depolama, politika kararlarının mevcut endüstriyel gerçekliklere uyarlanması için oyun değiştirici olabilir.” çıkarımı yapıyor.